Mindfulness Türkçe’ye bilinçli farkındalık olarak çevrilmiştir. Prof. Dr. Bilge Uzun ise mindfulness nedir sorusuna "fark'andalık" şeklinde cevap vermiştir. Peki bilinçli farkındalık’tan ya da fark'andalık'tan anlamamız gereken nedir? Zihnimiz aynı anda birden fazla şeye odaklanamaz. Tek bir dikkatimiz vardır ve bu dikkati bilinçli bir şekilde odaklanmak istediğimiz şeye getirebiliriz.
Mindfulness, meditasyon sırasında uygulanabildiği gibi günlük hayatımızın her anında da uygulanabilir bir uygulamadır. Meditasyon sırasında bedenimize, nefesimize, bedenimizin yerle olan temasına, içinde bulunduğumuz ortamın sıcaklığına, çevredeki seslere dikkatimizi yönlendirebiliriz. Bunun dışında da dikkati bilinçli bir şekilde farklı farklı şeylere odaklayarak meditasyon pratiğimizi zenginleştirebiliriz.
Günlük hayatımızda ise mindfulness yaptığımız her iş ne ise ona odaklanmak, beden ve zihin olarak yaptığımız işin olduğu anın içinde mevcut olmaktır. Bulaşık yıkarken sadece bulaşık yıkamak için tezgahın başına geçmek, akan suyun sıcaklığını hissetmek, vücudumuzdaki hareketleri bilinçli bir dikkatle izlemek, suyun tabak ve bardaklardan akışını gözlemlemek bulaşık yıkamak gibi günlük bir durumu bile mindfulness uygulaması haline getirebilir. Thich Nhat Hanh, Farkındalığın Mucizesi kitabında şöyle der: “Orada durmuş o kaseleri yıkıyor olmam harikulade bir gerçek. Tamamen kendim oluyorum, nefesimi, varlığımın şuurunu ve düşüncelerimin ve hareketlerimin bilincini izliyorum. Dalgaların üzerinde orasından burasından tokat yiyen bir şişe gibi akılsızca rastgele savrulmam mümkün değil.”
Yaptığımız her işi bilinçli bir farkındalık içinde yapıyor olmamız o anları yaşadığımız anlamına da gelir. Bunun aksini düşünürsek, yine bulaşık örneğinde olduğu gibi bedenimiz alışkın olduğu bulaşık yıkama eylemini gerçekleştirirken zihnimiz geçmiş ve gelecek arasında gelip gider. Geçmişte yaşadığımız şeyleri düşünmemiz, bazen bunlara üzülmemiz, keşke bunu böyle yapmasaydım, bunu da söyleseydim gibi değiştiremeyeceğimiz durumlarda zihnimiz gezinirken, şimdiki anın hakkını vermek mümkün olmayacaktır. Geçmişte dolaşmak gibi zihin gelecekte de dolaşabilir. Henüz gerçekleşmeyen şeyleri düşünmek, gelecekteki olayları değiştiremeyeceği gibi büyük olasılıkla bizi endişe ve belirsizlik duygularıyla da baş başa bırakır.
Zihnimizin böyle çalışması bizim eksikliğimiz ya da suçumuz değil. Bu zihnin doğası ve bunda yanlış hiçbir şey yok. Zihnimiz bizleri mutlu etmek üzere değil hayatta kalmamız üzere evrimleşmiştir. Fakat zihnimizle bağlantı kurabilmek bize gerçekten mucizeler sunacaktır. Zihnimizin geçmişte veya gelecekte olduğunu, yani zaman yolculuğu yaptığını fark ettiğimiz an tam da mindfulness nedir sorusunun cevabıdır. Mindfulness farkında olmadığımızı da fark etmektir. Ve bu anda zaman yolculuğu yapamayan ve sahip olduğumuz o sınırsız kaynak; bedenimiz ve nefesimiz sayesinde içinde bulunduğumuz ana dönmek mümkündür.
Jon Kabat-Zinn ise mindfulness nedir sorusuna şöyle cevap vermiştir: “Belli bir şekilde dikkati yönlendirmek demek; bilinçli olarak şimdiki anın içinde ve yargılayıcı olmadan.” John Kabat-Zinn burada mindfulness’ın yargılayıcı olmama tutumuna da dikkat çekmiştir. Mindfulness, açık bir zihinle, büyük bir merakla olan her neyse fark etmek ve bunu nazekatle kabul etmeyi de içerir.
Mindfulness’tan bahsederken otomatik pilot kavramını da konuşmamız gerekir. Yine bulaşık yıkama örneğinden devam edersek bulaşık yıkamayı öğrendikten sonra bu işi bilinçli bir farkındalık getirmeden yani zihnimiz zaman yolculuğundayken yapma halimiz otomatik pilottur. Araç kullanmayı öğrendikten sonra ilk zamanlardaki gibi her an dikkatin yolda, diğer araçlarda olmama halidir. Hatta yol boyunca sürüş yaparken geleceğimiz yere nasıl geldiğimizi bile fark etmeyiz çoğu zaman. İşte bu, otomatik pilotta yaşama halidir. Bunun elbette hayatımızda bir işlevi vardır fakat hayatımızın çoğunu otomatik pilotta yaşamak bizi birçok anı gerçekten yaşıyor olmaktan alıkoyar.
Otomatik pilot, aynı zamanda alışkanlık kalıplarımızı devam ettirir. Olaylara karşı verdiğimiz tepkiler genellikle önceden öğrendiğimiz tepkilerdir. Düşünmeden verilen bu tepkiler bizi zaman zaman pişman edebilir. Olaylara, kişilere ve kendimize mindful bir şekilde yaklaşmak mümkündür. Mindfulness bize tepki vermek yerine yanıt verebileceğimiz bir boşluk alanı sağlar. Bu boşluk alanında da kendimize seçim hakkı verme imkanı yatar. Burada kendimiz için yarattığımız boşluk alanı da bizler için büyük bir hediyedir.
Mindfulness, yaşamımızın her anında bedenimiz içinde var olmak ve gerçekten yaşıyor olmak için harika bir rehberdir. Mindfulness kaynakları hayatta olduğumuz sürece bizimle birliktedir. Bedenimizin ve nefesimizin sonsuz bir kaynak olduğunu ve bu kaynakların derin bir bilgeliğe sahip olduğunu hatırlayarak zihnimiz ve bedenimiz arasında bağlantı kurarak mindfulness’ı hayatımıza katabiliriz. Mindfulness deneyimseldir ve kitaplardan okunarak sadece teorik bilgisine sahip oluruz. Mindfulness’ta asıl olan pratiklerimize sıkıca bağlanmak, mindfulness’ı öğrenilecek bir şeyden çok bir yaşam biçimi olarak benimseyebilmektir. Bu, bize mucizelerin kapısını aralayacaktır.
2024-04-10 Anda ve Dengede